28 Kasım 2010 Pazar

... ? ... -28/11-




maskelerim'i de kaybettim artık
boşvermişliğin dibini görüyorum
çok derin ve bulanık...
başım dönüyor, midem bulanıyor
"galiba dünya tuttu"
yoksa bir can daha yakmak için;
yeni bir 'acı'nın tohumlarını mı attı kahpe dünya içime ?
yarın için tek düşüncem ertesi gün hapları olur o halde...
korunmadan yaşıyoruz çünkü bu alemde!
yoksa... (?)

/grkm*/

Teoman - Süpriz

23 Kasım 2010 Salı

Mucizelere inanır mısın? -21/09-


ormanı tutuşturan ufak bir kıvılcım bazen
an'ı an eden de bir damla alkol bazen
beni var eden bir parça sen
her biri birbirinin yolunu gözler
yüce tanrım ben niye o'na muhtacım ?
kainatta birkaç insancık
gökyüzündeki milyarlarca yıldız gibi
nasıl bir düzenek nasıl bir düzen
hiç biri çarpışmadan işleyen
bu düzene boyun mu eğlemeli?
yoksa çarpışmanın hayaliyle mi beklemeli?
mucize gerek bize
bilsinler ki razı değilim ben bu düzene...

/grkm*/


22 Kasım 2010 Pazartesi

26/10 - (41)


hayatın her basamağında canımı yakan sayısız kıymık, sayısız çelme...
beni en tepede görmek isteyen sadece birkaç çehre(?)
çıkıyorum yavaş yavaş ağır ağır her şeye rağmen...
sadece sevdiklerimden, dostlarımdan gelmesin isterim!
bir kor gibi düşüyor yoksa içime,
hemde en dipten en yükseğe hep içimde..

/grkm*/




19 Kasım 2010 Cuma

... çok da umrumda ;)

Şizofren Replikler -03/11-


-- işleyen düzene çomak sokmak değil kesinlikle amacım!
ama ne isterdim biliyor musun? hani benim genellikle vuku bulması sonucu utandığım içten içe huzursuz olduğum şeyler var ya işte    onlarla övünebilmek gurur duyabilmek isterdim... işleyen düzenin parçalarında'ki(şi)ler gibi... ama lanet olsun ki bu yuvarlak ve or.spu dünya için fazla namusluyum ! ve bu dünyadan çıkar sağlayanlar sadece pez.venkler !!! bir gün 'saf'lığımla övünüp elimde bir 'hiç' ile bitecek her şey...

- ne içtin sen ?

-- kafam uzun zamandır olmadığı kadar yerinde ve hiç bir şey içmedim. belkide suyu çıkmış dünyanın suyundan kaçmıştır biraz ağzıma..!

- sana ne oluyor? artık tanıyamıyorum seni.

-- tanıman yada tanımaman ne değiştirir ki hayatımızda yada bu güne kadar ne değiştirdi? ben güzel şeyler için emek verdikçe,  kendimden çok karşımdakini düşünüp fedakarlık yaptıkça, garip(?) oluyor sonuçları. bu garip sonuçlar  kesinlikle giriş ve gelişme kısımlarına yakışmıyor! söylediklerimi kişisel algılama aslında isyanım  genel... sadece yakarışım kişisel...

- geçmiş olsun.

/grkm*/


Makes me feel so fine...


Flunk - Six Seven Times

maybe just happy...

Hasta Değilim Ben!


   Her şeyi sislerin altına gömüp kaçmak var... Bir Ekim akşamı yanağını dayayıp soğuk bir otobüs camına, sokaklarına daha önce hiç merhaba demediğin bir şehre doğru yol almak. Mesela, yoldan geçen kamyonları saymak çocukluğundaki gibi..

   Otobüsten inip şehri kucaklamak bir seher vakti…Belki de sabah namazına yetişmek… Semâya kaldırıp başını,son kez tövbe ederken günahlarına;küfürler savurmak, bir adanmışlığı geride bıraktığın boşluğa…

   Bir simitçiye adres sorup, terkedilmiş bir virâneye yerleşmek sonra…Limonlu çay ve sigara dumanının yârenliğinde açıp ellerini doğan güne,sarılmak yeni olduğuna kendini bile inandıramadığın bir geleceğe…

   Ve kanlanmış gözlerini kapayıp sadece rüzgârı hissetmek…Bir rüya olduğunu kabullenmek, yaşanmış ve yaşanamamış her şeyin.“Uyanık olmak kâbusu”na alışmaya çalışmak…

   Bir mezara bekçi olduğun halde, hâlâ dayanıklı bir mermer olmakla övünmek…

   En sonunda ise bir şizofren çığlığı:

   “Hasta değilim ben!”

/ BARIŞ AKBALI /